Sözlük (Glossar)

Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V W Y Z    all  

G-CSF
Granülosit uyarıcı faktör için kulanılan kısaltmadır. Gen teknolojisi ile geliştirilen, kemikiliğindeki granülositlerin oluşmasını arttrıran, kemikiliğinden kan dolaşımına kök hücrelerin çıkmasını sağlayan büyüme faktörü.

gen
Kromozomdaki kalıtsal birimdir; belirli bir proteinin oluşturulmasına yarayan bilgileri içeren desoksiribonuklein asitinin (DNA) bir parçasıdır.

gen ürünü
Oluşumu belirli bir gen tarafından kodlanan bir molekül yani parçacıktır; örneğin kırmızı kan maddesinin oluşturulmasına hizmet eden protein zincirleri gibi.

genetik
Genlerin irsilik yani kalıtsallık özelliği; irsiyet

germ hücreli tümör syn. eşey hücreli tümör, üreme hücreli tümör
insanın anne karnındaki gelişimi sırasında veya sonrasında bozulmuş kök hücrelerden ve üreme organlarının öncü hücrelerinden kaynaklanan embriyonik, solid tümörler; germ hücreli tümörler öncelikle kuyruk sokumunda, yumurtalıklarda, testislerde veya merkezi sinir sisteminde ortaya çıkarlar. Germ hücreli tümörlere en sık bebeklerde ve 1 yaşına kadar olan çocuklarda rastlanır; tüm çocukluk ve ergenlik çağı kanserlerinin toplam %3,4ünü oluştururlar.
References: merkezi sinir sistemi - germinal bezler - solid tümör - ergenlik - embryonal

germinal bezler syn. üreme organları
erkeklerde ve kadınlarda üreme için gerekli hücrelerin oluşumunu sağlayan bölgeler (kadınlarda yumurtalıklar, erkeklerde testisler)

germinal hücre syn. üreme hücresi, esey hücresi
cinsel döllenme yeteneğine sahip olgun hücreler (kadınlarda oositler [yumurtalar], erkeklerde sperm hücreleri)

germline syn. üreme hatti, germ (eşey) hattı
bireyin gelişimi sırasında genetik materyalin doğrudan aktarımına hizmet eden hücre dizisi; döllenmiş hücre ile başlar ve ilkel eşey (üreme) hücrelerinin oluşumu yoluyla üremeden sorumlu eşey bezlerinin dokusunun oluşumuna yol açar.

glia hücreleri
Sinir dokusunun bir parçasını oluşturur. Glia hücreleri, özellikle sinir sisteminin destekleyici, koruyucu ve besleyici dokusunu oluşturur.

glioblastom
Merkezi sinir sisteminin çok kötü huylu (habis) ve çok çabuk büyüyen bir tümörüdür; yüksek malign gliom hastalıklarından biridir. Glioblastom sinir destek dokusu olan glia hücrelerinden kaynaklanır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü, DSÖ) sınıflamasında tümör derecesi IV olarak belirlenmiştir.

gliom
Merkezi sinir sisteminin, glia hücrelerinden kaynaklanan ve özellikle beyine yerleşen, örneğin astrositom, oligodendrogliom, glioblastom gibi gerçek tümörlerinin hepsini kapsayan bir tabirdir.

glukagon
öncelikle kan şekeri seviyelerini yükseltmekten sorumlu olan peptit hormonu; bu nedenle insülinin antagonistidir. Glukagon pankreastaki Langerhans adacıklarında üretilir.

Gorlin-Goltz sendromu
Gorlin-Goltz sendromu, nevoid bazal hücreli (NBCSS) sendromu da denir veya kısaca Gorlin sendromu, kalıtsal (doğuştan) bir çok gelişimsel bozukluğun eşlik ettiği ve çeşitli kanserlerin görülme sıklığının arttığı bir hastalıktır. En sık olarak bir çeşit cilt kanseri olan bazal hücreli karsinom ortaya çıkar. Gorlin-Goltz sendromun sahip çocuklarda, medulloblastom veya bir çeşit yumuşak doku sarkomu olan rabdomiyosarkoma yakalanma sıklığı artmıştır.

görüntüleme yöntemleri syn. görüntüleme metodları
Vücudun iç kesimlerinden görüntü elde edilmesini sağlayan muayene metodları. Bunların bazıları örneğin ultrasonografi ve röntgen muayeneleri, bilgisayar tomografisi, manyetik rezonans tomografisi ve sintigram metodlarıdır. Bunların bazıları örneğin ultrasonografi ve röntgen muayeneleri, bilgisayar tomografisi, manyetik rezonans tomografisi ve sintigram metodlarıdır.

göz kapağı ekimozu
göz kapaklarında yüzeysel cilt kanaması

göz siniri syn. optik sinire, görme siniri
görme yolunun göz ağ tabakasından (retina) çıkan ve serebral korteksin (beyin kabuğunun) görme merkezine giden ilk bölümüdür; optik sinir, retinanın sinir hücrelerinin uzantılarından (aksonlar) oluşur ve bu nedenle toplamda yaklaşık bir milyon sinir lifi içerir. Ortalama 4,5 cm uzunluğunda olan optik sinir üç kısma ayrılabilir: Bir kısım göz küresinde, bir kısım göz çukurunda ve bir kısım da kafatasında bulunur.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Optik sinirin göz küresinden çıktığı nokta, yani optik sinir papillası, göz muayenesi (oftalmoskopi) sırasında bir oftalmoskop yardımıyla doğrudan görülebilir. Optik sinirde muayeneyi yapan kişinin gözünün baktığı yönde bir şişkinlik ve düğme şeklinde bir uzantı varsa bu, örneğin bir beyin tümörü nedeniyle kafa içi basıncının arttığının bir göstergesi olabilir. Bu nedenle, beyin tümöründen şüphelenildiğinde her zaman göz dibi incelemesi (oftalmoskopi) yapılır.

GPOH
Pediatrik Onkoloji ve Hematoloji Birliği (GPOH); çocuk ve gençlerde kanser hastalıkları Almanya uzmanlar birliği. GPOH çatısı altında doktorlar, bilim adamları, bakıcılar ve psikologlar çocuk ve gençlerde kötü huylu hastalıkların ve kan hastalıklarının araştırılmasında, teşhisinde, tedavisinde ve ardıl bakımında elele çalışmaktadır.

granülosit
Akyuvar denilen beyaz kan parçacıklarının (lökosit) bir alt grubu; özellikle bakteri ve diğer hastalık unsurlarından (örneğin virüs, parazit ve mantarlar) korunmadan sorumludurlar; ayrıca alerjik ve iltihap reaksiyonları konusunda da işlev gösterirler. Granulositler kandaki lökositlerin takriben % 60-70 kadarını oluştururlar; parçacıkları (granül) değişik renkler alabilir ve türlü görevler üstlenebilirler; bu özelliklerine göre üç alt gruba ayrılırlar: nötrofiller (%90), eosinofiller (%2-4) ve basofil granulositler (%1 kadar). Nötrofil granulositler (kısaca: nötrofiller) enfeksiyondan korunmada en önemli görevi yerine getirirler.

granulositler
Akyuvar denilen beyaz kan parçacıklarının (lökosit) bir alt grubu; özellikle bakteri ve diğer hastalık unsurlarından (örneğin virüs, parazit ve mantarlar) korunmadan sorumludurlar; ayrıca alerjik ve iltihap reaksiyonları konusunda da işlev gösterirler. Granulositler kandaki lökositlerin takriben % 60-70 kadarını oluştururlar; parçacıkları (granül) değişik renkler alabilir ve türlü görevler üstlenebilirler; bu özelliklerine göre üç alt gruba ayrılırlar: nötrofiller (%90), eosinofiller (%2-4) ve basofil granulositler (%1 kadar). Nötrofil granulositler (kısaca: nötrofiller) enfeksiyondan korunmada en önemli görevi yerine getirirler.

granülositopeni syn. nötropeni, nötrositopeni
Kandaki (nötrofilik) granülosit sayısının azalması; granülositler bağışıklık sistemi için önemli olduğundan, granülositopenisi (nötropeni) olan hastalarda kolayca enfeksiyon gelişir. Granülositopeninin en ağır şekli agranülositozdur, yani kanda granülositlerin (neredeyse) tamamen olmamasıdır. Granülositopeni, lökopeninin (lökositopeni) en yaygın şeklidir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Granülositopeni, kemoterapinin sıklıkla görülen bir yan etkisidir.
References: granulositler - enfeksiyon - kemoterapi - bağışıklık sistemi - nötropeni - lökopeni

Gray
İyonlaştırıcı radyasyonun (örneğin radyasyon tedavisinin bir parçası olarak) neden olduğu ve belirli bir kütle (vücut ağırlığının kilogramı) tarafından alınan (emilen) emilen dozun ölçü birimi.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Gray ölçü birimi, radyasyon tedavisi veya nükleer tıp tedavisi sırasında uygulanan radyasyon dozu hakkında bilgi sağlar.
References: radyoterapi