Sözlük (Glossar)

Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V W Y Z    all  

abdomen
karın

abdominal
karınla ilgili

adenokarsinom
glandüler dokudan (glandüler epitel) kaynaklanan kötü huylu tümör; adenokarsinomlar çeşitli organlarda, örneğin pankreasta (pankreas karsinomu), midede (mide karsinomu) veya yemek borusunda (yemek borusu karsinomu. özagafus karsinomu) oluşabilir.
References: karsinom

adenom
glandüler epitel dokudan kaynaklanan tümör
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Adenomlar, multipl (çoklu) endokrin neoplazmlar (MEN) dışında çocukluk ve ergenlik çağında nadir görülen tümörlerdir.

adyuvant
destekleyici

AIDS
bulaşma yoluyla oluşan immün arızası sendromu teriminin İngilizcesidir; hastalık Hİ virüsleri (HİV, human immuno-deficiency virus teriminin İngilizcesi) tarafından oluşturulur. Belirtisi tüm vücuda hakim olan bir immün zayıflığıdır. Bu bağışıklık zayıflığı nükseden bazı enfeksiyon ve kanser hastalıklarına (örneğin kaposi sarkomuna, lenfomlara) sebep olmaktadır.
References: virüs - lenfom

ailesel adenomatöz polipozis (Abrev.: FAP) syn. familyal adenomatöz polipozis, FAP sendromu
Kolon ve rektumda çok sayıda glandüler polip oluşumu ile ilişkili kalıtsal kanser sendromu; boyutları arttıkça dejenerasyon riski de artar (adenokarsinomlara geçiş). Polipozis hastalarının büyük bir kısmında bağırsak dışında da tümör gelişme riski yüksektir.
References: kalıtsal kanser sendromları - karsinom - kansere yatkınlık yaratan sendromlar

akut
ani, aniden ortaya çıkan, hızla ilerleyen

akut lenfoblastik lösemi (Abrev.: ALL)
akut lenfatik lösemi diye de adlandırılan ve vücudun kan oluşturan sisteminde beliren habis yani kötü huylu bir hastalıktır. Bu hastalık kanın oluşturulduğu yer olan kemik iliği‎ içinde belirir ve genellikle henüz olgunlaşmamış beyaz kan hücrelerinän aşırı miktarda üretilmesiyle (lökosit‎) kendini belli eder.

akut miyeloid lösemi
miyeloblastik lösemi, çocuk ve gençlerde ikinci en sık görülen lösemi alt tipi
References: lösemi

alfa-1-fetoprotein (Abrev.: AFP)
gebelik kesesinde, fetüsün karaciğerinde (fetal karaciğer) ve sindirim sisteminde (yetişkinlerde de) üretilen ve serumda ölçülebilen bir protein; AFP hamilelik sırasında ve bebeklerde yükselir. Serumdaki yüksek AFP seviyeleri, diğerlerinin yanı sıra karaciğer hastalıklarında (karaciğer sirozu ve hepatit gibi) ve bazı tümör hastalıklarında (karaciğer tümörleri, germ hücre tümörleri gibi) da bulunur.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: AFP, karaciğer tümörlerinde (örn. hepatoblastomlar) ve diğer tümörlerde (örn. germ hücreli tümörler) bir tümör belirteci olarak kullanılır.
References: fetal - tümör belirteçleri - hepatoblastom - germinal hücre

ALK-geni syn. anaplastik lenfoma kinazı
Tirozin kinazlar grubundan bir protein olan anaplastik lenfoma kinazı (ALK) kodlayan gen. Protein esas olarak embriyonik gelişim sırasında ve doğumdan kısa bir süre sonra üretilir ve sinir sisteminin gelişiminde ve işlevinde önemli bir rol oynadığına inanılır. ALK geni, çeşitli mekanizmalar yoluyla, kötü huylu tümörlerin gelişimini destekleyen bir onkogen haline gelebilir.
References: gen - sinir sistemi - embriyonal gelişme

alkalin fosfataz
karaciğer, kemikler, ince bağırsak mukozası, safra yollarında bulunan enzim; örneğin kemik ve karaciğer metastazlarında yükselir.

alkilleyiciler syn. alkilleyici ajanl
sitostatik olarak kullanıldığında kanser hücrelerinin çoğalmasını önleyen yapay olarak üretilmiş (sentetik) maddeler. Temel olarak, alkilleyiciler hücre çekirdeğindeki DNA ve/veya belirli proteinlerle güçlü bağlar oluşturarak genetik materyali yok eder ve hücre bölünmesi sırasında çoğalmasını önlerler.
References: sitostatik - DNA - hücre

allel
Bir genin, biribirine büyük ölçüde özdeş (homologen) kromozom çiftine ait değişik oluşumlarına (varyantlarına) allel denir. Bir genin iki alleli, homologen kromozomların aynı yerinde (gen noktasında) bulunurlar. Bunların biri babadan diğeri ise anneden gelir. Yani anne ve babalar, kendilerinde mevcut iki allelden sadece birini çocuğa verirler.
References: kromozom - gen

allojenik kök hücre nakli (Abrev.: allojenik KHN) syn. allogenik kök hücre nakli
kök hücrelerinin bir bağışçıdan diğer bir insana nakledilmesi; allojenik kemik iliği nakli için ön şart, bağişçıyla bağişı alan insanın doku özelliklerinin büyük ölçüde uyuşması ve örtüşmesidir. Nakledilecek kök hücreler, kandan veya kemik iliğinden elde edilir.
References: kök hücre nakli - kök hücreleri - kemik iliği

ambulant
Hastaneye yatılmadan ayakta tıbbi bakım: Hasta teşhis ve/veya tedavi amacıyla ayakta bakıma tabi tutulur ve yatmadan aynı gün evine döner.

ameliyat syn. operasyon
tedavi amacıyla bir hastaya uygulanan cerrahi işlemdir. Bazı ender durumlarda tanısal amaçlı olarak da uygulanabilir. Cerrahi girişim özel aletler kullanılarak genel anestezi (narkoz) altında gerçekleştirilir.

amino asit
proteinlerin en önemli yapı taşıdır
References: protein

anamnez
Hastalık geçmişi, öyküsü; hastalık belirtilerinin gelişmesi; hastalığın mevcut durumu ve geçmişiyle ilgili bilgilerin tümü. Doktorun hastasıyla yapacağı anamnez konuşmasında, şikayetlerinin başlaması, seyri ve risk faktörleri (örneğin irsi hastalık durumu söz konusu olup olmadığı) sorulur, araştırılır ve açıklanır.

anemi
Kansızlık; kırmızı kan boya maddesinin (hemoglobin) ve/veya kırmızı kan parçalarının (hematokrit) hasta yaşı için geçerli norm değerlerinin altına düşmesi ve eksikliği.

Ann-Arbor sınıflama sistemi
Özellikle Hodgkin lenfomu ve Non-Hodgkin lenfomları gibi malign lenfomları sınıflamada kullanılan bir sistemdir.

antibiyotik
bakteri, mantar, küf, yosun veya bitkilerden elde edilen doğal maddeler. Çok küçük hastalık etkenlerinin çoğalmasını engelledikleri ve hatta bu etkenlere karşı öldürü etkileri olduğu için infeksiyon hastalıklarının ve/veya kanser hastalıklarının tedavi-sinde kullanılırlar.

antiemetik
kusma ve bulantıyı önleyen veya azaltan ilaçlar

antijen
Dışarıdan gelen ve vücuda yabancı görünen bir maddedir; antikor oluşturması için vücudun savunma sistemini (bağışıklık sistemini) uyarır; allerjik bir reaksiyona neden olabilir.
References: antikor - bağışıklık sistemi

antikor
Vücuda giren yabancı maddelere (antigenlere) karşı savunma reaksiyonu olarak vücudun oluşturduğu maddelerdir (proteinlerdir); bunlar antigenleri hedef alırlar.

aplastik anemi
Bazı beyaz kan hücrelerinin (granülositler) yanı sıra kırmızı kan hücreleri ve trombositlerin oluşumunun ciddi şekilde sınırlanmasıyla kemik iliği işlevinin yetersizliği; karakteristik özellikler aneminin yanı sıra enfeksiyon ve kanamaya eğilimin artmasıdır. Aplastik anemili hastalarda akut miyeloid lösemi gelişme riski yüksektir. Aplastik anemi doğuştan (örn. Fanconi anemisi) veya edinsel olabilir.
References: akut miyeloid lösemi - Fanconi anemisi - granulositler - trombositler - kemik iliği - enfeksiyon

apopitoz
Programlı hücre ölümü; hücrenin çeşitli mekanizmaları vasıtasıyla, tabii olarak hücre yaşlanması sebebiyle veya bir hücre tahribatına reaksiyon olarak (örneğin sitostatikler veya radyoterapi sebebiyle), kendi kendini öldürüp telef olması durumu.

ara beyin
Ara beyin (diensefalon) beynin hayati öneme sahip bir parçasıdır ve birçok yaşamsal işlevi kontrol eder. Beyin kökü ile büyük beyin arasında yer alır ve işlevine göre çeşitli bölümlerden oluşur. Örneğin talamus hangi hislerin bilince ulaşacağına karar verir ve bunları işlem merkezlerine aktarır. Hipotalamus ise hormon ve sinir sistemi arasında bir aracı görevi görür ve örneğin ısı dengesi, su dengesi, karbonhidrat değişimi, yağ ve protein değişimi, tansiyon gibi metabolizma işlevlerini yönlendirir. Buna karşın hipofiz bezi ise kendisine bağlı birçok diğer bezlerin işlevlerini kontrol eder. Ara beynin diğer parçaları ise örneğin kas hareketleri ve organizmanın gece gündüz ritmini idare ederler.

aşı
Infeksiyon hastalıklarından koruyan yöntem (koruyucu aşı)

asiner hücreli karsinom
tükürük bezlerinin belirli glandüler hücrelerinden (asiner hücreler) köken alan kötü huylu tümör asiner hücreler, başta alt çenenin tükürük bezleri olmak üzere çeşitli organların glandüler kanallarında, ayrıca pankreas, karaciğer ve akciğerlerde bulunur.
References: karsinom

astrositom
Merkezi sinir sisteminin bir tümörüdür; glia hücrelerinin bir alt grubu olan astrositlerden oluşur; bir gliom türüdür.

ayırıcı tanı
bir rahatsızlık için düşünülmesi gereken olası tanılar

ayrışma
buradaki anlamı: Gelişimi tamamlanmamış hücrelerin veya dokuların özel görevlere sahip olgun ve gelişmiş yapıya dönüşmesi (diferasyon). Bu olgunlaşma ve gelişme bir irsi yapı planı çreçevesinde gerçekleşir.

ayrışmamış syn. farklılaşmamış
buradaki anlamı: henüz fonksiyonunu ve görevini yerine getiremiyen ve genellikle örneğin kök hücrelerinde olduğu gibi sınırsız sayıda bölünebilme özelliğine sahip hücreler. Ayrışmamış hücre ve dokuların ayrışmış hücre haline gelmeleri (ayrışmaları) basamak halinde gerçekleşir. Dolayısıyla çok sayıda ayrışma evresi bulunmaktadır.

ayrışmış syn. farklılaşmış
buradaki anlamı: Ayrışmış (diferasyon) hücreler/dokular. Bunlar özel görevlere sahip gelişimi tamamlanmış strüktür ve oluşumlardır. Bu hücrelerin bölünme kabiliyeti kalmamıştır veya kısıtlanmıştır. Ayrışmamış hücrenin ve dokunun ayrışmış hala gelebilmesi, basamak basamak gerçekleşir. Bu nedenle çok sayıda ayrışma dereceleri bulunmaktadır.