Sözlük (Glossar)

Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V W Y Z    all  

hamartom
embriyonik gelişim sırasında germinal dokudaki bir malformasyonun sonucu olarak gelişen iyi huylu tümör; hamartomlar her yerde oluşabilir, ancak özellikle yumurtalıklarda, deride, akciğerlerde, karaciğerde ve beyinde görülür.

hazırlama
Kan kök hücre nakli yapılmadan önce hastaya uygulanan hazırlık tedavisi; kemik iliği hücrelerini ve dolayısıyla hastanın kendi kan oluşumunu tamamen yok ederek hastanın kendi bağışıklık sistemini ortadan kaldırmaya yarar. Hazırlama rejiminin seçimi genellikle hastalığın türüne ve evresine ve mevcut vericinin (bağışçının) özelliklerine bağlıdır. Hazırlama rejiminden sonra asıl nakil gerçekleştirilir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Kötü huylu hastalıklarda (örneğin lösemi), hazırlama rejimi genellikle yüksek doz kemoterapiden oluşur ve bazen tüm vücut ışınlaması (TBI) ile birleştirilir. Bazı hastalar ayrıca bağışıklık hücrelerine karşı antikorlar (antitimosit globulin, ATG olarak adlandırılır) kullanırlar. Altta yatan iyi huylu hastalıklar söz konusu olduğunda, bazen toksisitesi azaltılmış (zaralı etkileri azaltılmış) hazırlama rejimi (RIC) uygulanır veya yalnızca belirli kan kök hücrelerine karşı antikorlar uygulanır.
References: kemoterapi - lösemi - kemik iliği - kök hücre nakli - antikor - kan kök hücreleri - bağışıklık sistemi

hemanjiyoendotelyom
kan damarlarından kaynaklanan kötü huylu tümördür
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Karaciğerin hemanjiyoendotelyomları, yenidoğanlarda akut kalp yetmezliğine neden olabilen çok nadir görülen doğumsal tümörlerdir.
References: tümör

hemanjiyom
kan damarlarının iyi huylu tümörleridir (hemanjiyom olarak da adlandırılır), esas olarak deride, ancak hemanjiyomun alt tipine bağlı olarak diğer organlarda da görülür; hemanjiyomlar yaşamın ilk haftalarında gelişir veya doğumda mevcuttur, ancak genellikle birkaç yıl içinde kaybolur.

hematokrit
kan hacmi içinde bulunan hücresel yapıların oranı. Hematocrit öncelikle kandaki alyuvarların (eritritrositlerin) konsantrasyonuna bağlıdır. Kanın hücresel kısmının %99’u alyuvarlardan oluştuğu için hematokrit değeri kandaki eritrositlerin oranı hakkında bilgi verir. Hematokrit kan sayımı ile belirlenir.

hematom
Zarar görmüş kan damarlarından vücut dokusuna veya vücuttaki mevcut bir boşluğa kan sızması; bir hematom, örneğin dışarıdan bir yaralanma veya bir tümör nedeniyle oluşabilir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Trombosit eksikliği (trombositopeni) olan çocuklarda/gençlerde, örneğin lösemide veya kemoterapi sırasında, küçük yaralanmalardan sonra bile sıklıkla hematom gelişir.
References: kemoterapi - trombositler - trombositopeni - lösemi

hematopoez
Kemik iliğindeki hematopoetik kök hücrelerden (kan kök hücreleri) kan hücrelerinin (kan hücreleri ve trombositler) üretimi; kan hücrelerinin ömürleri sınırlıdır, bu nedenle düzenli olarak yenilenmeleri gerekir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Hematopoez, kemik iliğini etkileyen kanser hastalıklarında (örneğin lösemilerde; kemik iliği metastazlarında) ve kötü huylu olmayan kemik iliği hastalıklarında azalabilir ve/veya bozulabilir.
References: metastaz - kemik iliği - trombositler - kan kök hücreleri - kök hücreleri - lösemi
Main Information Document: Sözlük (Glossar)

hemoglobin
eritrositlerde (kırmızı kann hücreleri, alyuvarlar) bulunan kırmızı renkli kann renk maddesi, oksijen taşınmasında görevlidir.

hepatoblastom
karaciğerin embriyonal, kötü huylu solid tümörü
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Hepatoblastom çocuklarda ve ergenlerde en sık görülen primer karaciğer tümörüdür.
References: solid tümör - embriyonal

herpes zoster virüsü syn. varisella zoster virüsü, su çiçeği virüsü
su çiçeği ve zona etkeni olan virüs; herpes virüs ailesine dahil bir dann virüsüdür, damlacık yoluyla ve temas ile bulaşır.

herpes-simpleks virüsleri (Abrev.: (HSV 1; HSV 2))
HSV 1 ve HSV 2 şeklinde kısaltmaları vardır. Bölgesel (örneğin dudaklarda uçuk) veya yaygın (herpes bağlı meningoenselfalit - beyin zarı iltihabı) hastalıklara sebep olabilirler. Herpes virus ailesine ait iki tip herpes simpleks virüsü bulunmaktadır: insan herpes simpleks virüsü 1 ve 2 (HSV 1 ve HSV 2). Sıklıkla damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşan çeşitli hastalıklara sebp olurlar.

Hickman kateteri
santral venöz kateter, infüzyon hortumu çeşidi; giriş ucu kalbe yakın büyük bir damar içine yerleştirilir. Diğer ucu köprücük kemiğinin altında dışarı doğru sallanır. Damardan bir tedavi gerektiğinde, verilecek sıvı bu borular aracılığıyla hastaya ulaşır. Kullanılmadığı zaman bu dışarıda duran kısım kapatılarak steril bir şekilde paketlenir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Onkolojik tedavi çerçevesinde tedavi görmekte olan çocukların büyük kısmına bu şekilde bir kateter takılır.
References: infüzyon

hidrosefali
Su kafası terimi, hidrosefali anlamına gelir. Beyindeki ventrikel (ventrikül) denilen sıvı toplanma karıncıklarının çeşitli sebeplerden dolayı genişlemesiyle oluşmaktadır.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Beyin omurilik sıvısının (likör) akışının önlendiği durumlarda, örneğin küçük beyinde medulloblastom olması durumunda, tıkanma hidrosefalisi (hydrocephalus internus occlusus) meydana gelebilir. Bu durumda geçici veya kalıcı olarak bir drenaj uygulaması (beyin omurilik sıvısının akışının sağlanması) gereklidir.

hiperlökositoz
Şiddetli lökositoz, yani kanda yaşa uygun lökosit sayısının (normal olarak bir mikrolitre kanda 5.000 - 8.000 arasında) çok üzerinde (100.000 den fazla) beyaz küreciklerin (lökosit, akyuvar) bulunması hali.

hiposelüler
Kemik iliğindeki hematopoetik kök hücre sayısının azalması, tek tek veya birkaç hematopoetik hücre serisini birden etkileyebilir; bunun sonucunda bazı ya da tüm kan hücrelerinin sayısı azalır (eritrositopeni, trombositopeni ve/veya lökositopeni). Her üç serinin birlikte azalması durumda pansitopeniden söz edilir.
References: trombositopeni - lökopeni - hematopoez - kemik iliği - kök hücreleri

Hippel-Lindau sendromu
İrsi bir hastalıktır. Belirtileri gözün ağ tabakası, beyincik ve bazen de omurilikte angiom denilen ur şeklinde yeniden damar dokusu oluşumlarıdır. Aynı şekilde pankreasta, böbreklerde ve karaciğerde kist oluşturarak feokromositom ve böbrek hücre karsinomu oluşumudur.

histoloji
Doku inceleme bilimi

histolojik
Vücudun dokularıyla ilgili; bir histolojık muayenede (hassas dokusal incelemede) doku örnekleri özel bir hazırlıktan sonra (doku kesitleri alınır ve özel bir yöntemle boyanır) mikroskop altında incelenir.

HIV
İngilizce human immunodeficiency virus (insanda immün zayıflığı oluşturan virüs) teriminin baş harfleri. HIV retrovirüsler cinsinden virüslerdir. Bulaşıcı bir hastalıktır, bulaştıktan sonra genelde birkaç yıl süren inkubasyon devresi sonunda AIDS hastalığı oluşturur (İngilizcesi: acquired immunodeficiency syndrome). İmmün sisteminde zayıflık yaratan bu hastalık henüz iyileştirilememektedir.

Hodgkin lenfomu
Lenfatik sistemin habis huylu bir hastalığıdır; malign (kötü huylu) lenfom türlerinden biridir; çocuk ve genç yaşlarda görülen habis huylu hastalıkların takriben % 5 kadarını oluşturur.

hormon
Hormonlar çeşitli vücut bezlerinde üretilen ve farklı görevleri olan kimyasal sinyal maddeleridir (proteinler) (örn. tiroid hormonu, büyüme hormonu, cinsiyet hormonları).
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Beyne radyoterapi uygulandıktan sonra (örneğin beyin tümörlerinin tedavisinde) hipofiz bezinin çalışması bozulabilir ve bu da hormonal dengesizliklere yol açabilir
References: beyin tümör - radyoterapi - protein

Horner sendromu
Gözde rastlanan çeşitli hastalık belirtilerinin bir kombinasyonudur; burada sözü edilen hastalık belirtileri, çeşitli sebeplere dayanan göz kasları felci ile bağlantılıdır. Bu hastalık belirtileri örneğin şunlardır: Göz küresinin göz yuvarlağının içine doğru gerilemesi hali (enoftalmus), göz bebeğinin daralması (miosis) ve üst göz kapağının aşağıya sarkması (ptosis).

hücre
Organizmaların en küçük yapı taşı ve fonksiyon birimidir; metabolizma özelliğine sahiptir; uyarılara cevap verebilme, irade dışı kas hareketi yapabilme ve çoğalabilme özelliğine sahiptir. Her hücrenin bir hücre çekirdeği ve zitoplazma denilen bir hücre vücudu vardır; dışarıya karşı diyafram gibi bir hücre zarıyla sınırlıdır.

hücre çekirdeği
Hücrenin, genetik bilginin (genlerin) taşıyıcısı olan kromozomları içeren bölümü; hücrenin kontrol merkezini oluşturmaktadır.
References: genetik - kromozom