Sözlük (Glossar)

Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V W Y Z    all  

Paget hastalığı
buradaki anlamı: Sebebi henüz bilinmeyen bir kemik hastalığıdır; sinsice başlar, içi boş kemiklerde sertleşmelere, bükülmelere yol açar, yanlış şekillenmeler oluşur, kemik ağrılarına yol açar. Morbus Paget diye de adlandırılır.

palyatif
tam şifa olanağı olmaksızın hastalığı azaltıcı veya ağrıları giderici tedavi. Kanser tedavisi tam şifa amacıyla veya sadece palyatif amaçlı yapılabilir.

palyatif tedavi
öncelikle yaşam kalitesini korumayı veya iyileştirmeyi amaçlayan antikanser tedavisi; palyatif tedavi, bir hastayı tedavi etmek artık mümkün olmadığında önem kazanır. Buna karşılık, iyileştirici tedavi (küratif tedavi) öncelikle hastayı iyileştirmeyi amaçlar.

parenteral
damar yolu ile uygulanan

patolog
Hücreleri ve dokuları histolojik (hassas dokusal) ve moleküler genetik yöntemlerle muayene ederek hastalıkları belirleyen ve örneğin tümörlerin kötülük derecesini tesbit edebilen doktor.

pediatrik onkolog syn. çocuk onkologu
çocuklarda ve ergenlerde kanser tedavisi konusunda uzmanlaşmış doktor

periferik sinir sistemi
merkezi sinir sisteminin (MSS) algılama ve uygulama organı diye tanımlanabilir; vücut boyunca uzanan çok sayıda sinirden oluşur; bunlar – hassas veya motor iletim yolları olarak – ya çevreden MSSne (hassas sinir yolları) ya da MSSden çevreye (motor sinir yolları) uyarılar (impulslar) taşır. Periferik sinir sistemi örneğin kafatası sinirlerini (kranyal sinirleri), omurilik sinirlerini ve periferik sinir hücrelerini içerir.
References: merkezi sinir sistemi - sinir hücreleri

peteşi
küçücük ve nokta şeklinde cilt veya mukoza tabakasında görülen kanamalar; hastalığa veya tedaviye bağlı olarak gelişen trombosit (kan pulcuğu) sayısındaki azalma (trombositopeni) sonucu ortaya çıkarlar.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Lösemilerde veya NHL ‘da veya sitostatik tedaviye (kemoterapiye) bağlı olarak gelişen trombostopenilerde sıkça görülürler.

Peyer-Plakları
İleumda yani barsakta toplu halde bulunan lenf boğumları; vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olarak barsaklarda enfeksiyondan korunmada önemli bir rol oynarlar. İmmünolojik bilgilerin iletilmesine katkıda bulunarak vücudun tüm bağışıklık sistemi için önemli bir görevi yerine getiririler.

Philadelphia kromozomu
Kanser gelişimini kolaylaştıran, genetik olarak değiştirilmiş, kısaltılmış 22. kromozom. Kromozom 9 ve 22 arasındaki gen parçalarının değişiminden kaynaklanır [translokasyon t(9;22)]. Değişim, hücre bölünmesi sırasında her iki kromozomda belirli gen bölgelerinde bir kırılma ve ardından hatalı (takas edilmiş) bir yeniden bağlanma yoluyla gerçekleşir. Bu süreçte 22. kromozomdaki BCR geni 9. kromozomdaki ABL geniyle (bir tirozin kinaz geni) birleşerek BCR-ABL kaynaşma genini (füzyon genini) oluşturur. Değişen gen, etkilenen hücrenin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına neden olan değişmiş bir proteinin (değişmiş bir tirozin kinaz) üretilmesini sağlar.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Philadelphia kromozomu, kronik miyeloid lösemili (KML) hastaların lösemi hücrelerinin yaklaşık %90ında bulunur, ancak akut lenfoblastik lösemili bazı hastalarda ve çok nadiren akut miyeloid lösemide de bulunur.
References: kromozom - akut lenfoblastik lösemi - akut miyeloid lösemi - tirozin kinaz - gen

polioma virüsü
Polioma virüsü, insanlarda ve birçok omurgalı hayvanlarda sürekli enfeksiyonlara sebep olan bir DNA virüsüdür. Polioma virüsü ailesine mensup bazı virüsler, değişik tümör hastalıklarının muhtemel kaynağı sayılmaktadır.

ponksiyon
Vücuttan örneğin içi boş bir iğneyle diyagnostik veya terapi amacıyla sıvı akıtılması veya doku numunesinin alınması.

port kateteri
cilt altına yerleştirilen santral bir venöz kateterdir (infüzyon hortumu). Bir ucu kalbe yakın büyük bir venin içinde, diğer ucu adına port denilen metal-sentetik karışımı bir reservuar şeklinde cilt altında bulunur. Bir infüzyon gerektiğinde bir iğne araclığıyla bu rezervuar sistemine girilir. Onkolojik tedavi görmekte olan çocukların büyük çoğunluğuna tedavi öncesi bir sant-ral venöz kateter takılır (örneğin bir port kateteri).

pozitron emisyon tomografisi (Abrev.: PET)
Kanserlerin tanısında ve metastazlarının gösterilmesinde kullanılan sintigrafik Tümörlerin gösterilmesi için radoaktif olarak işaretlenmiş şeker içerikli bir madde kullanılır. Tümörler sağlıklı dokulara gore daha yüksek metabolizmaya sahip olduklarından, bu şeker içerikli madde tümör dokusu tarafından tutulur.tümör dokusu tarafından tutulan radyoaktif maddenin gönderdiği sinyaller PET SCANNER denilen özel bir kamera ile kaydedilir ve daha sonra film- tomografi olarak basılabilir.

preoperatif
operasyondan yani ameliyattan önce

primer tümör
Esas tümör; metastaz oluşturabilen, ilk beliren tümör.

primitif
İlklel; basit, gelişmemiş, ayrışmamış

prognoz
Öngörü; hastalığın olası gelişmesine yönelik tahmin veya beklenti; tedavi başarı öngörüsü.

prognoz faktörleri syn. prognoz belirleyicileri
Hastalığın muhtemel gelişmesini kestirebilmeye yardımcı öngörü faktörleri (belirleyicileri)

protein
protein gövdesi; yapısı sabit bir düzene göre kalıtsal olan, birbirine bağlı birkaç amino asitten oluşan ana besin maddesi (karbonhidratlar ve yağların yanı sıra). Proteinlerin hücre çekirdeğinde, hücre duvarında ve vücut sıvılarında birçok farklı işlevi vardır, örneğin oksijen taşınmasında hemoglobin olarak, enfeksiyonlara karşı savunmada immünoglobulinler olarak. Tek tek proteinlerin ve organizmadaki toplam protein konsantrasyonunun belirlenmesi, laboratuvarda kan örneği alınarak gerçekleştirilir.
References: amino asit

protozon
insanlarda hastalığa (örneğin amipli dizanteri, toksoplazma infeksiyonu, sıtma) sebep olabilen tek hücreli parazit cinsi canlılar