Sözlük (Glossar)
Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük
B semptomlari
bazı özgül olmayan semptomların bir kanser hastalığı sırasında birlikte görülmesidir: sebebi belirsiz tekrarlayıcı ateş (38 derece üstü), gece terlemesi, istemsiz olarak son altı ay içinde vücut ağırlığının %10’dan fazlasının kaybedilmesi. Bu üç semptomun birarada olmasına B semptomları denilmektedir. Bu semptomlar birlikteliği özellikle hodgkin lenfomada ve nonhodgkin lenfomada görülür ve kötü seyir göstergesidir.
B-lenfositler
Lenfositlerin bir alt grubudur; kemik iliğinde (İngilizcesi: bone marrow) oluşurlar; hastalık unsur ve tetikçilerinin tanınmasından ve bunlara karşı antikor oluşturulmasından sorumludurlar.
bağışıklık sistemi
Vücuda zararlı maddelerin ve anormal hücrelerin (örneğin kanser hücrelerinin) sağlıklı organizma tarafından bertaraf eden sistem; bu sistem vücudun kendi hücrelerini yabancı hücrelerden; yararlı hücreleri zararlı hücrelerden ayırabilme özelliğine sahiptir. Bu sistemde öncelikle lenfatik sistem, tüm vücuda yayılmış olan hücreler (örneğin lökositler) ve moleküller (örneğin immunglobulinler) yer alırlar.
bağışıklık sistemi bozukluğu
syn. immün sistem bozukluğu, immün sistem yetmezliği
Vücudun kendine özgü korunma sistemini zayıflatan, doğuştan gelen veya sonradan oluşan bağışıklık yani immün sistem yetersizliği. Bu yetersizlik sebebiyle enfeksiyonlara karşı vücudun savunması ya uygun şekilde gerçekleşmez veya yetersiz kalır.
bakteriler
çekirdeği olmayan tek bir hücreden oluşan ve bir çok hastalığa sebep olabilen (bakteriyel infeksiyonlar) çok küçük canlılar. Büyük oranda antibiyotikler ile tedavi edilebilirler.
References: enfeksiyon
- antibiyotik
Beckwith-Wiedemann sendromu
Doğuştan veya sonradan oluşan bir hastalıktır. Belirtileri özellikle şunlardır: Vücudun normalden fazla uzunlamasına büyümesi; karaciğer, dalak veya böbreklerin aşırı büyümesi; normalden büyük dil; göbek bağında veya göbekte fıtık; kulakların arızalı büyümesi; böbreklerde anormallik; kötü huylu bazı hastalıklara yakalanma riskinin artması (özellikle Wilms tümörü). Kısaca BWS şeklinde belirtilen Beckwith-Wiedemann sendromu irsi kanser sendromlarından biridir ve 11.ci kromozomdaki bazı arızalı değişikliklerden meydana gelmektedir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: BWS hastası çocuk ve gençlerde wilms tümörü, karaciğer tümörü (hepatoblastom), yumuşak doku sarkomu (rabdomysarkom) veya neuroblastom görülme riski yüksektir.
References: Wilms tümörü
beyin
Merkezi sinir sisteminin (MSS) kafatasında bulunan kısmı. Beyin kafatası çukurunda korunmuş vaziyette bulunur, beyin zarıyla kaplıdır ve esas olarak sinir dokusundan meydana gelir.
beyin epifizi
Bir hormon bezesidir, büyük beyin lopları ile ara beyin arasında yer alır. Esas fonksiyonu büyük ihtimalle melatonin hormonu oluşturmaktadır. Bu hormon ışık ve aydınlık durumlarında reaksiyon gösterir.
beyin omurilik sıvısı
syn. Liquor cerebrospinalis
Beyin ventrikelindeki hücrelerden oluşan sıvı. Yaralanmalardan korumak ve besin maddeleriyle beslemek amacıyla beyni ve omuriliği içine alır.
beyin sapı
syn. beyin kökü
Beyin ile omuriliğin bağlantı noktası. Solunum, kalp atışları ve tansiyon gibi hayati öneme sahip fonksiyonları idare eder. Ayrıca göz kapaklarının açılıp kapanması, yutkunma veya öksürme refleksi, gözyaşlarının akması ve tükürük oluşturulması gibi önemli diğer refleksleri idare eder. Beyin sinirlerinin ana hareket noktası da beyin sapında bulunmaktadır.
beyin tümör
syn. beyin tümörü
Merkezi sinir sisteminin (MSS) bir tümörüdür. Primer MSS tümörü, solid cinsten bir tümördür, beyin veya omurilik dokularında oluşur. Sekonder MSS tümörleri ise, diğer doku veya organlardaki kanserlerin sebebiyet verdikleri metastatik tümörlerdir.
beyin ventrikülü
Beyin omurilik sıvısı (Liquor cerebrospinalis) ile dolu bulunan beyin karıncıklarına beyin ventrikülü (ventrikeli) denir. Beyinde dört ventrikel bulunmaktadır. Bunlar omurilik kanalının beyinde dört karıncığa ayrılan devamını oluşturur.
beyin zarları
syn. meninkslere yakın
Beyni koruyacak şekilde saran bağ dokusu kesitleridir. Üç kat beyin zarından sonra kafatası kemiği beyni dışarıya karşı korur. Omurilik bölgesine ulaşan bu üç kat beyin zarı, yine üç kattan oluşan omurilik zarına dönüşür; bu zar bir deri gibi merkezi sinir sisteminin diğer kesimlerini korur.
beyincik
Beynin bir parçasıdır, büyük beyin ile arka kafatası çukurundaki beyin kökü arasında yer alır. Beyincik örneğin vücudun tüm hareketlerini koordine eder. Ayrıca dengeyi sağlamada en önemli rolü üstlenir.
beyincik köprücük açısı
Beynin arka kısmıyla beyincik arasında bulunan ufak bir alandır. Bu dar alanda toplam 12 adet beyin sinirinden 10 tanesinin merkezi bölümleri bulunmaktadır.
Beyincik köprücük açısında hastalık sonucu meydana gelebilecek değişiklikler beyin sinirlerinin ve beyinciğin işlev kaybına arızalanmasına yol açabilirler, örneğin kafa içi basıncı artışı bulguları (intrakranyal basınç artışı).
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: beyincik köprücük açısı
beyincik zarı
Beyincik zarı bağ dokusu türünden bir oluşumdur, büyük beynin arka taraflarını beyincikten ayrı tutar ve sadece beyin kökü (beyin sapı) için bir çıkış noktası bulundurur. Beyincik zarı beyin zarından oluşmaktadır ve kafatasının arka çukurunu adeta bir örtü altında tutar.
bilgisayarli tomografi
Röntgenle diyagnostik teşhis yöntemidir; görüntüleme metodudur. Vücudun bir kısmının veya bir organın çeşitli açılardan çekilen röntgen filmlerinin bilgisayar destekli değerlendirilmesini sağlar. Bu yöntemle vücudun değişik kesimlerinden tomogram denilen uzunlamasına veya çapraz kesit görüntüler elde edilir.
bıngıldak
syn. fontanel
kafatasında kafa kemikleri arasında bulunan, üzeri bağ dokusu ile kaplı kemik boşluğu, normal şartlarda en geç 2. yaşta tamamen kapanmış olur
biyopsi
Mikroskopik inceleme amacıyla doku numunesi alınmasına biyopsi denir. Biyopsi işlemi örneğin içi boş bir iğne ile ponksiyon şeklinde, pense, sonda veya benzeri doku koparıcı özel bazı tıbbi enstrümanların kullanılmasıyla veya skalpel (küçük bisturi) ile ameliyat yoluyla gerçekleştirilir.
blastlar
beyaz kan hücrelerinin (lökositler) veya onların alt tiplerinin (örn. granülositler, lenfositler) olgunlaşmamış (burada yozlaşmış) öncü hücreleri
References: granulositler
- lenfositler
- lökositler
Bloom sendromu
Çok nadir bir kalıtsal hastalıktır. Büyüme geriliği, pigmentasyon bozuklukları, ışık hassasiyeti, üreme fonksiyon bozukluğu, infeksiyonlara yatkınlık ve artmış kanser sıklığı (lösemiler ve solid tümörler) ile karakterizedir. Bu sendroma sahip çocuklar henüz hayatlarının ilk iki yılı içinde normal popülasyonda çok nadir olan kanser hastalıklarına yakalanırlar. Bu nedenle Bloom sendromu kalıtsal kanser sendromları grubuna dahildir.
böbrek yetmezliği
böbrek işlevlerinin kötüleşmesi veya böbreğin tamamen işlevini kaybetmesi. Bozukluğun ortaya çıkış zamanına bağlı olarak akut böbrek yetmezliği (şok böbreği de denir) veya kronik işlev kaybı (kronik böbrek yetmezliği) söz konusu olabilir.
böbreküstü bezi dokusu
özellikle sempatik (otonom) sinir sistemi hücrelerinden oluşan böbreküstü bezi dokusu
References: sinir sistemi
- otonom sinir sistemi
bolus
Injeksiyon yoluyla (damar içi, kas içi veya intratekal) bir ilacın veya bir maddenin (örneğin kontrast madde, aşı) çabuk etki oluşturacak bir seviyeye ulaşması için hızla verilmesi. Bazı sitostaik ilaçlar (bazı kemoterapi ilaçları) bolus şeklinde verilir.
brakiterapi
Tümörlerin kısa mesafeden iyonize edici ışınlarla tedavisi. Bu metodla genellikle bir ışın kaynağı (iyot veya rutenyum aplikatörü) cerrahi bir müdahaleyle tümörün üstüne getirilip yerleştirilir. Aplikatör hedeflenen ışınlama gerçekleşene kadar orada bırakılır. Işınlar sadece tümöre doğru yönlendirilir; dolayısıyla diğer dokular ışınlardan korunur.
Broviac kateteri
santral venöz kateter, infüzyon hortumu çeşidi; giriş ucu kalbe yakın büyük bir damar içine yerleştirilir; diğer ucu köprücük kemiğinin altında dışarı doğru sallanır. Damardan bir tedavi gerektiğinde, verilecek sıvı bu borular aracılığıyla hastaya ulaşır. Kullanılmadığı zaman bu dışarıda duran kısım kapatılarak steril bir şekilde paketlenir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Onkolojik tedavi çerçevesinde tedavi görmekte olan çocukların büyük kısmına bu şekilde bir kateter takılır.
References: infüzyon
- kateter
büyük beyin
Beynin en büyük en gelişmiş kısmına büyük beyin denir. Hemisfer adlandırılan iki parçadan yani lobdan oluşur. Bunlar kalın sinir bağlarıyla biribiriyle irtibatlıdır. Beyin lobları değişik görevler üstlenirler. Beynin en dış tabakası olan büyük beyin kabuğunda öğrenme, konuşma ve düşünme merkezleri ve bunların yanısıra bilinç ve hafıza merkezleri bulunmaktadır. Örneğin gözlerden ve kulaklardan gelen bilgiler beynin bu tabakasındaki merkezlerde işlenir.