Sözlük (Glossar)

Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V W Y Z    all  

kafa arka çukuru
Kemikten oluşan kafatasının arka kesiminde bulunur. Bu bölgede özellikle beyin kökünün bir kısmını oluşturan beyincik organı (köprünün bir bölümü = Pons), 4. beyin ventrikeli ve sinirsel kan damarlarının (confluens sinuum) birleşerek aktığı nokta bulunmaktadır.

kalıtsal kanser sendromları
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Kalıtsal kanser sendromlarının bazıları şunlardır: Beckwith Wiedemann sendromu, Down sendromu, Hippel Lindau sendromu, Li Fraumeni sendromu, MEN sendromu, nörofibromatoz ve WAGR sendromu.

kan grubu
Kanı oluşturan maddelerin, kan ve diğer doku hücrelerindeki hücre zarlarının irsi ve genellikle stabil yani dayanıklı yapısal özellikleri (örneğin AB sıfır kan grubu). Kan maddelerinin her naklinden önce, örneğin lösemili veya anemili hastalarda, bağışlanan kanın grubunun, hastanın kanıyla uyuşup uyuşmadığı kontrol edilmelidir; aksi takdirde uyuşmazlık ve kabullenmeme reaksiyonu olabilir. Kan uyuşmazlığı halinde, kendisine kan nakli yapılanın kırmızı kan parçacıkları, nakledilen kanın serumuna temas edince pıhtılaşır ve topaklanır (antigen antikor reaksiyonu).

kan kök hücreleri
Tüm kan hücrelerinin öncül hücreleridirler; kırmızı kürecikler (eritrositler), beyaz kürecikler (lökositler), yassı kan parçacıkları (trombositler) ve bazı diğer hücreler kan kök hücrelerinden oluşurlar. Bu sürece kan oluşumu denir. Çeşitli kan hücreleri kemik iliğinde oluşturulur ve oradan kısmen kan yoluyla diğer yerlere nakledilir.

kan kültürü
bakteri veya mantar gibi enfeksiyon etkenlerinin kann örneğinde gösterilmesi/üretilmesi yöntemidir. Kann kültürü ile tespit edilen hastalık etkenine karşı oluşturulan antibiyogram ile bu etkene en etkili antibiyotiğin seçilmesi mümkün olur.

kan nakli
Tam kanın veya kanın bazı maddelerinin (örneğin eritrosit veya trombosit konsantresinin) bir bağışçıdan diğer bir insana nakledilmesi.

kan pıhtılaşması
Normalde sıvı haldeki kanın bazı hallerde pıhtılaşması; pıhtılaşma ve trombosit faktörleri gibi birçok etkenin dengesine bağlı bir süreçtir.

kan plazması
plazma kanın yaklaşık %60ını oluşturur; sarı beyaz renkli bir sıvıdır, %90ı sudan, geri kalanı proteinler, tuzlar, eser elementler ve vitaminlerden oluşur
References: vitaminler

kan tablosu
Bir kan tahlili çerçevesinde kanın içeriklerinin sayılarının ve değerlerinin tesbit edilmesi; örneğin lökosit, eritrosit, trombosit, lenfosit sayısının tesbiti ve hemoglobin yoğunluğunun ölçülüp saptanması.

kansere yatkınlık yaratan sendromlar syn. kansere yatkınlığı arttıran sendromlar
Kansere yakalanma riskini arttırmanın yanında, bir çok gelişimsel bozukluğa veya zihinsel geriliğe sebep olan genetik (kalıtsal, doğuştan gelen) hastalıklardır. Güncel bilgilerimize göre çocukluk ve gençlik çağında kansere yakalanan hastaların yaklaşık %10 kadarında kalıtsal bir değişim veya kansere yatkınlığı arttıran bir sendrom bulunmaktadır. Kansere yatkınlığı arttıran bazı sendromlar şunlardır: Louis-Bar sendromu (= Ataksi telenjiektazi), Beckwith-Wiedemann sendromu, Down sendromu, Hippel-Lindau sendromu, Li-Fraumeni sendromu, MEN sendromu, Nörofibromatozis ve ve WAGR sendromu. Retinoblastomların ailevi (genetik, kalıtsal) olan tipi de bu grupta sayılabilir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Down sendromlu hastalarda lösemi görülme sıklığı artmıştır, WAGR sendromu, Beckwith-Wiedemann sendromu, Denys-Drash sendromu veya Nörofibromatozis tip 1 hastalarında Wilms tümor sıklığı artmıştır.

karsinom
Karsinom (karsinoma) vücudun değişikliğe uğramış epitel dokularında oluşan (örneğin ciltte, mukoza dokusunda, beze dokularında) kötü huylu (malign yani habis)

katekolaminler
Vücuda özgü maddeler olan dopamin, adrenalin ve noradrenalin maddelerini kapsayan terimdir. Bu maddeler sempatik sinir sisteminin hormonları olarak kan dolaşım sistemine uyarıcı etkiye sahiptirler (kalp atışlarını ve tansiyonu arttırıcı etki). Katekolaminler böbreküstü bezlerinde ve sinir sisteminde oluşturulurlar. İlaç olarak kullanılan ve yapay üretilen katekolaminler de bulunmaktadır.

kateter
Boru veya hortum şeklinde, sert veya bükülmesi mümkün esnek bir enstrümandır. Vücudun içi boş organlarına, damarlara veya bazı vücut boşluklarına (örneğin idrar torbasına) geçirilmeye yarar. Kateter enstrümanı örneğin muayenelerde, iç yıkamada, drenaj yani sıvı akıtma amacıyla, numune alınmasında, bazı vücut fonksiyonlarının kontrolünde veya belirli noktalara ilaç verilmesinde kullanılır.

kemik iliği
Kan oluşturulan yer. İçi boş kemiklerin içini dolduran (örneğin omurga, leğen ve bacak kemiklerinde, kaburgalarda, göğüs ve köprücük kemiklerinde bulunan) süngerimsi ve çok kanlı bir doku. Kemik iliğindeki ilkel kan hücrelerinden (kan kök hücrelerinden) olgun kan hücrelerinin tüm çeşitleri oluşur.

kemik iliği biyopsisi
Hücre muayenesi amacıyla kemik iliği dokusundan numune alınması. Bu biyopside zımba benzeri özel bir alet yardımıyla içi boş, kalınca özel bir iğneyle kemiğe ve kemik iliğine girilir, takriben 2 cm uzunluğunda silindir şeklinde bir doku numunesi alınır. Bu cerrahi müdahale, narkoz altında gerçekleştirilir. Kemik iliği biyopsisi, kemik iliği ponksiyonuna ek olarak veya şayet bu yöntemle incelenmeye yeterli doku numunesi alınması mümkün görünmüyorsa, onun yerine esas işlem olarak gerçekleştirilebilir. Kemik iliği biyopsisi, kemik iliği ponksiyonunda olduğu gibi, genellikle leğen kemiğinin arka kısmından numune alınarak gerçekleştirilir. Bu bölgede kemik iliği ancak ince bir kemik tabakasıyla ciltten ayrılmış şekilde bulunmaktadır. Dolayısıyla büyük bir risk söz konusu olmadan örnek alınması gerçekleştirilebilir.

kemik iliği ponksiyonu
Hücre muayenesi amacıyla kemik iliği dokusundan numune alınması. Ponksiyon esnasında içi boş bir iğneyle leğen kemiğinden veya göğüs kemiğinden birkaç mililitre kemik iliği bir şırınga vasıtasıyla alınır. Ponksiyon işlemi büyük çocuklarda lokal anestezi uygulanarak yapılır. Ek olarak bir müsekkin verilir. Küçük çocuklarda bazı durumlarda kısa süreli narkoz verilmesi uygun olabilir.

kemoterapi
Organizmadaki tümör hücrelerinin frenlenmesi amacıyla kemoterapötik veya sitostatik denilen türden ilaçların kullanılması.

kızamık
kızamık virüsü sebebi ile meydana gelen, özellikle çocuklarda görülen, ateş ve kızamığa tipik deri döküntüsüne sebep olan bir hastalıktır. Geçirildikten sonra ömür boyu bağışıklık bırakır.

kök hücre nakli
kan oluşturan (hematopoetik) kök hücrelerin kemoterapi yuluyla ön hazırlanmalarından, ışınlanmalarından veya immünsuprasyondan sonra alıcıya nakledilmesi; kök hücreleri kemik iliğinden veya kan damarlarından elde edilirler. Kemik iliğinden elde edilen kök hücrelerin nakline kemik iliği kök hücre nakli denir. Kan damarlarından elde edilen kök hücrelerinin nakline ise perifer kök hücre nakli denir. Nakledene yani bağışlayana bağlı olarak iki kök hücre nakli şekli bulunmaktadır: Allojenik ve otolog kök hücre nakli.

kök hücreleri
Olgunlaşmamış ve sınırsız bölünebilme özelliğine sahip hücrelerdir; bölünmeleriyle yeniden bir kök hücre ve olgunlaşabilme özelliğine sahip bir hücre oluştururlar. Kök hücreler embriyonal organ gelişiminin ve rejenerasyon olabilme özelliğine sahip tüm dokuların esas maddesidir (örneğin cilt, mukoza tabakası, kemik iliğinin kan oluşturabilen hücreleri vs.). Görev alacakları ve oluşturacakları dokulara özgüdürler.

kontrast madde
Vücuttaki oluşumların ve vücut fonksiyonlarının daha iyi bir şekilde görüntülenebilmesi için kullanılan maddelerdir; kontrast maddeler özellikle röntgen görüntülemelerinde (röntgen, bilgisayarlı tomografi), manyetik rezonans görüntülemede (MR) ve ultrasonografik işlemlerde kullanılırlar. Kontrast maddeler özellikle röntgen görüntülemelerinde (röntgen, bilgisayarlı tomografi), manyetik rezonans görüntülemede (MR) ve ultrasonografik işlemlerde kullanılırlar.
References: bilgisayarli tomografi - manyetik rezonans tomografi - röntgen - ultrasonografi - görüntüleme yöntemleri

kontrol noktası engelleyici (Abrev.: ICI) syn. bağışıklık kontrol noktası engelleyicisi
tümör hücrelerine karşı vücudun kendi bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaç (monoklonal antikor); kansere karşı hedefe yönelik bir bağışıklık tedavisi (immunoterapi) olarak kullanılır.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Farklı kontrol noktası engelleyici türleri vardır. Çocuklarda, örneğin ilerlemiş kanserler veya nüksler üzerinde yapılan çalışmaların bir parçası olarak kullanılırlar.
References: monoklonal antikor - bağışıklık sistemi - immunoterapi

kortikosteroid
böbreküstü bezi tarafından yapılan veya sentetik olarak üretilebilen steroid hormonlarına verilen isim. Kortikosteroidlerin değişik özellikleri ve görevleri vardır. Kanser hastalığında kullanılan kortıkosteroidler sentetik olarak üretilmiş olanlardır. Tedavi planına göre değişik konsantrasyonlarda kullanılırlar.

kreatinin
Esas olarak kas kasılmasından sorumlu olan bir madde olan kreatinin bir parçalanma ürünüdür. Kreatinin sadece idrarla atılabildiği için böbrek fonksiyonu önemli ölçüde bozulursa, kandaki kreatinin seviyesi artar.

kriyoterapi
buradaki anlamı: Bir tümörün (örneğin retinoblastom) düşük ısılar kullanarak yani soğuk tedavisi. Bu metodla tümör birkaç defa dondurulur ve bu suretle soğuğa karşı hassas olan tümör hücreleri imha edilir.

kromozom
Hücrenin irsi özelliklerinin yani genetik bilgilerin taşıyıcısıdır. Kromozomlar hücre çekirdeğinin parçalarıdır; özellikle desoksiribonuklein asitinden (DNA) ve proteinlerden (histon) oluşurlar. Şekil ve sayıları canlının türüne göre değişiktir. İnsanların her hücresinde 46 kromozom (23 kromozom çifti) bulunur.

kromozomlar
hücrenin irsi özelliklerinin yani genetik bilgilerin taşıyıcısıdır; kromozomlar hücre çekirdeğinin parçalarıdır; özellikle desoksiribonuklein asitinden (DNA) ve proteinlerden (histon) oluşurlar. Şekil ve sayıları canlının türüne göre değişiktir. İnsanların her hücresinde 46 kromozom (23 kromozom çifti) bulunur.

küratif
tam iyileşme hedefleyen, amacı tamamen iyileşme olan