Sözlük (Glossar)
Bu bilgilendirmede kullanılan terimleri içeren tefsirli sözlük
makrosefali
Büyük kafatası; kafatası kemikleri henüz tam kaynamamış yani açık fontanel bulunan çocuklarda oluşabilen su kafası durumudur (hidrosefal). Bu durum su kafalılık hali olmaksızın büyük bir tümör sebebiyle de meydana gelebilir.
manyetik rezonans tomografi
(Abrev.: MRT)
Bir görüntüleme metodudur; organizmanın iç kesimlerinin ışınlama yapmaksızın görüntülenmesini sağlar. Manyetik alanlar yardımıyla vücudun kesitler halinde görüntüleri oluşturulur. Bu kesit resimleri yardımıyla birçok organların ve organ değişikliklerinin değerlendirilmesi mümkün olur.
mediastinoskopi
Göğüs boşluğunun görüntülenmesi. Muayene amacıyla özel bir endoskopla göğüs boşluğuna girilir. Bunun için önce göğüs kemiğinin üstünden narkoz altında küçük bir yer kesilir, endoskop oradan iki akciğer kanadı arasına (mediastinum) sokulur ve sonra görüntülenme gerçekleştirilir.
mediastinum
Göğüs alanının, iki akciğer kanadı arasında ortada kalan kesimi.
medulloblastom
Beyincikte oluşan habis huylu primitif (embriyonal) tümör. Genellikle küçük çocuklarda rastlanır. Çocuk ve gençlerde rastlanan kanser hastalıklarının hemen hemen %20 kadarı solid tümör sayılan bu medullobastom hastalığıdır.
References: embriyonal
- primitif
- beyincik
Main Information Document:
Sözlük (Glossar)
MEN sendromu
syn. Çoklu endokrin tümör
MEN “çoklu endokrin tümör” anlamına gelir; endokrin bezlerin kanserli çoğalmasını destekleyen kansere yatkınlık sendromlarına ait nadir kalıtsal klinik tablo; her vakada en az iki farklı hormon üreten (endokrin) bez etkilenir. MEN sendromunun üç farklı tipi vardır: MEN 1, MEN 2a ve MEN 2b. MEN tip 1 (Wermer sendromu olarak da bilinir) hipofiz bezi adenomları, paratiroid bezi ve pankreas tümörleri ile karakterizedir. MEN tip 2a (Sipple sendromu) ve MEN tip 2bde (Wagemann-Froboese sendromu), tümörler genellikle tiroid bezinde, paratiroid bezlerinde ve adrenal medullada (feokromositoma) oluşur. Hastalığın türüne bağlı olarak, otozomal dominant olarak kalıtılan farklı genetik bozukluklar söz konusudur.
References: kansere yatkınlık yaratan sendromlar
- endokrin
merkezi sinir sistemi
(Abrev.: MSS)
Beyni ve omuriliği kapsar; perifer sinir sisteminden ayrıdır. Vücudun merkezi entegrasyon, koordinasyon ve regülasyon organıdır; dış hislerin işlenmesine ve organizmanın kendi ürettiği uyarıların işlenmesine hizmet eder.
merkezi toplardamar kateteri
syn. santral venöz kateter
sentetik bir maddeden oluşan kateter (infüzyon hortumu) vücudun üst kısmında yeralan bir venden girilerek venöz damar sistemi içinde kalbe yakın bir şekilde yerleştirilir. Kateterin (hortumun, borunun) ucu ya bir iğne ile ulaşılabilecek şekilde deri altında bulunur (port sistemi) veya uç serbest bir şekilde dışarıya doğru sarkar (Broviac kateter veya Hickman kateter).
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Onkolojik tedavi gören çocukların yaklaşık %90’nına bir girişim ile bu kateterlerden biri tedavi öncesi yerleştirilir.
References: Broviac kateteri
- Hickman kateteri
metafiz
Uzun bir kemikte, kemiğin orta kısmı (kemik şaftı, diyafiz) ile uç parçası (epifiz) arasında (eklem yakınında) bulunan kemik bölümü. Büyüme aşamasında, kemiğin uzunlamasına büyümesi burada (epifiz eklem olarak adlandırılan yerde) gerçekleşir.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Osteosarkomlar genellikle uzun tübüler kemiklerin metafizleri bölgesinde gelişir.
metastaz
Kardeş tümör oluşması veya tümörlerin vücutta çoğalması. Tümörlü hücrelerin bulundukları yerden vücudun diğer bir bölgesine aktarılması sebebiyle oluşan urlar. Özellikle kötü huylu tümörlerde rastlanır (kanser).
metastaz oluşturma
Hasta hücrelerin kan yollarıyla ve/veya lenfatik sistem yoluyla önceleri sağlıklı vücut bölgelerine ulaşıp yerleşmesine metastaz oluşturma denir.
mezenkim
embriyonik bağ dokusu; embriyonun her üç eşey (germ) tabakasının, özellikle de orta tabakanın (mezoderm) hücrelerinden gelişir; mezenkim hücreleri multipotenttir, yani yüksek bölünme yeteneğine sahiptirler ve çeşitli dokulara farklılaşabilirler; kemikler, kıkırdak, kaslar, tendonlar ve diğer tüm bağ dokusu oluşumları, hematopoetik sistem, kan ve lenf damarları mezenkimden gelişir.
References: embriyonal
MIBG sintigrafisi
spesifik bir nükleer tıp görüntüleme yöntemidir. Sempatik sinir sistemi tümörlerini göstermek için radyoaktif bir madde olan metil-iodo-guanidin MIBG kullanılır. Çocuk ve gençlerde özellikle nöroblastom ve feositokroma isimli tümörlerin ve metastazlarının araştırılması için kullanılır. MIBG kimyasal olarak vücut tarafından üretilen katekolaminler ile benzer özellikte olan bir maddedir. Tipik olarak katekolamin üretebilen tümörler içinde birikir. MIBG’ye az oranda radyoaktif olan iod eklendiği için, MIBG’nin tutulduğu tümör dokusundan yayılan radoaktif sinyaller spesifik bir kamera ile tanınıp sonra film olarak basılabilir.
MIBG tedavisi
Radyoaktif işaretlenmiş meta iyot benzil guanidin (MIBG) maddesi kullanılarak gerçekleştirilen tedavi. MIBG maddesi, sempatik sinir sisteminde yerleşik katekolamin üreten tümörlerin içinde toplanır ve yoğunlaşır (örneğin nöroblastom). Bu yöntemde radyoaktif doz, tedavi amacıyla o kadar yüksek seçilir ki, tümörlü doku MIBG yoğunlaşması sebebiyle adeta "içerden" ışınlanır ve bu suretle imha edilir.
References: radyoaktif
- sempatik sinir sistemi
- nöroblastom
mikroskop
Bazı nesnelerin veya nesne strüktürlerinin gözle görülemeyen kesimlerinin büyütülerek görülebilmesini sağlayan bir alet.
miyelodisplastik sendrom
(Abrev.: MDS)
Çocuklarda kemik iliğindeki hematopoetik sistemin çok nadir görülen bir hastalığıdır; lösemiye benzer şekilde kan hücrelerinin yapımının bozukluğuna ve dolayısıyla kansızlığa (anemiye), kanama eğiliminde artışa ve/veya enfeksiyonlara yatkınlığa yol açar. Hastalık neredeyse her zaman akut miyeloid lösemiye (AML) dönüşür
References: kemik iliği
- lösemi
- anemi
- enfeksiyon
- akut miyeloid lösemi
moleküler
Molekül düzeyi ile ilgili.
moleküler genetik
genetik (kalıtım) biliminin ve biyolojinin bir bölümüdür; moleküler genetik, hücrelerin irsi aktarımı, yapısını, metabolizmasını, ayrışmasını ve karşılıklı etkileşimlerini moleküler açıdan inceleyen bir bilim dalıdır; bu incelemenin ağırlık noktasını şunlar oluşturmaktadır: Deoksiribo nükleik asidinin (DNA) ve ribo nükleik asidin (RNA) kalıtsal bilgilerinin analizi, bunların protein sentezi ve gen regülasyonu çerçevesinde işlenmesidir.
moleküler genetiksel
Hücrelerin ve hücre yapı taşlarının (örneğin nükleik asit, protein) yapısı, oluşumu, meydana gelmesi, gelişmesi, fonksiyonu ve karşılıklı etkileşimleri bakımından moleküler açıdan ele alınması anlamındadır. Moleküler genetiksel incelemelerin odak noktasını nükleik asitlerde (DNA ve RNA) hafızalanan kalıtsal bilgilerin analizi, bunların protein sentezi ve gen regülasyonu açısından işlenmesi oluşturur.
monoklonal antikor
Tek bir B lenfosit hücresinden elde edilen ve tamamen birbirinin kopyası olan antikorlar; bir antijenin çok küçük bir molekül bölgesini (epitop) hedef alırlar, hem tanısal amaçlı hem de tedavi amaçlı olarak gen teknolojisi ile üretilebilirler.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanından örnekler: Tanısal amaçlı kullanılan bir çok yöntem (örneğin immun fenotiplendirme) monoklonal antikorların kullanılması ile gerçekleşir. Monoklonak antikorlar, bazı kanserlerde (örneğin Nonhodgkin lenfoması) tedavi iyileştirme çalışmaları çerçevesinde tedavi amaçlı olarak kullanılırlar (immun tedavi).
monositler
lökosit diye adlandırılan beyaz kan küreciklerinin bir alt türüdür; kemik iliğinde oluştuktan sonra bir iki gün kadar kan içinde vücutta dolaşırlar; bulundukları yerlerde immun yani savunma sistemini desteklerler; sonra değişik doku kesitlerine yayılırlar ve oralarda gelişerek dokusal tipten makrofaj (büyük yutar hücre) haline gelirler.
References: lökositler
monozomi 7
syn. ailesel monozomi 7
akut miyeloid lösemi (AML) ortaya çıkış riski yüksek olan (doğuştan gelen) konjenital hastalık. Hastalığın nedeni, kromozom kaybı nedeniyle kromozom 7nin olağan ikili yerine yalnızca bir kez mevcut olduğu genetik materyaldeki (genom mutasyonu) bir değişikliktir.
References: kromozom
- gen
- mutasyon
Morbus Hirschsprung
syn. Hirsprung hastalığı, konjenital (doğumsal) megakolon
kalın bağırsağın doğumsal bir hastalığıdır, kalın bağırsağın bir bölümünde sinir hücreleri yoktur; buna bağlı olarak bağırsağın boşalamaması sonucu ağır kabızlık, kalın bağırsağın aşırı genişlemesi (megakolon), bağırsakta gaz birikimi (meteorismus), kusma ve bağırsak tınakılığı ortaya çıkar. Ayrıca iltihabi komplikasyonların oluşması da mümkündür.
morfin
opiat (afyon) grubunun ana maddesi olan afyon türü
morfolojik
dokuların veya hücrelerin yapısı ve şekli ile ilgili
MSS
Beyni ve omuriliği kapsar; perifer sinir sisteminden ayrıdır. Vücudun merkezi entegrasyon, koordinasyon ve regülasyon organıdır; dış hislerin işlenmesine ve organizmanın kendi ürettiği uyarıların işlenmesine hizmet eder.
MSS tümörü
Merkezi sinir sistemi tümörü. MSS tümörü solid yani dayanıklı bir primer tümördür, beyinde veya omurilik dokusunda oluşur. Sekunder yani ikincil MSS tümörleri ise, diğer organlarda veya dokularda oluşan tümörlerden gelen metastazlardır.
mukoepidermoid karsinom
tükürük bezlerinin nadir görülen kötü huylu tümörü
mukozit
mide bağırsak sümülsü dokusunun (mukozasının) iltihabı
mutasyon
Kalıtsal genetik materyalin değişikliğe (diferasyona) uğramasına mutasyon denir. Mutasyon ya kendiliğinden dış bir sebep bulunmaksızın gerçekleşebilir (spontan mutasyon) veya adına mutagen denilen değişik dış etkenler sebebiyle (amaçlı veya indüklenmiş mutasyon) gerçekleşebilir. Vücut hücrelerinde mutasyon söz konusu ise buna somatik mutasyon denir. Ovum yani germinal hücrelerde mutasyon ise generatif mutasyon diye adlandırılır. Somatik mutasyonlar irsi değildir. Buna karşın generatif mutasyonda gen taşıyıcısında ciddi tahriba oluşabilir. Genetik malzemede gerçekleşen değişikliğin derecesine göre (tek bir gen mi çok sayıda gen mi tahribata uğramış, büyük kromozom kesimleri mi tahribata uğramış yoksa kromozomların hepsinde mi tahribat var) nokta mutasyonu, blok mutasyonu veya numerik mutasyon ya da strüktürel kromozomal aberasyon durumları söz konusudur.
MYCN amplifikasyonu
Nöroblastom ve medulloblastom gibi bazı tümör şekillerinde bulunan ve kansere sebep olan bir gen lan MYCN onkogeninin çoğaltılması yöntemidir. MYCN gibi bir onkogenin amplifikasyonu-çoğaltılması bazı tümörlerin oluşması ve/ veya yayılması ile ilişkilidir. MYCN onkogeni barındıran tümör hücreleri kemoterapi ve radyoterapiye dirençlidirler.
References: radyoterapi
- kemoterapi