Lenfositler – lenfatik sistemin hücreleri

yazar: Maria Yiallouros, erstellt am: 2019/08/27, türk tercüman: Dr. med. Ebru Saribeyoglu, Last modification: 2019/09/02

Lenfatik sistemin hücresi olan lenfositler, beyaz kan hücrelerinin (akyuvar, lökosit) bir alt tipidirler. Hedefli bir şekilde hastalık etkenlerini tanıyıp yok edebildikleri için, bağışıklık sistemi için çok önemli bir göreve sahiptirler.

Diğer tüm kan hücreleri gibi (beyaz ve kırmızı kan hücreleri ve kan pulcukları dahil) lenfositler de kemik iliğinde üretilir. Kan yapımının ana hücresi olan kök hücreden meydana gelen öncül hücrelerin olgunlaşması sonucu oluşurlar. Lenfositlerin en son öncül hücreleri lenfoblastlardır. Kemikiliği ve/veya lenfatik organlarda (örneğin lenf düğümleri, dalak ve timus bezi) çeşitli olgunlaşma evrelerinden geçerler ve bu arada görünüşlerini ve özelliklerini değiştirirler. Bu gelişme sürecinin sonunda olgun, yani görev yapma yeteneğine sahip lenfositler halini alırlar. Bu hücreler, kan ve dokularda görevlerini yerine getirmek üzere kemikiliği ve lenfatik organları terk ederler.

Olgunlaşma sürecinin gerçekleştiği yere göre lenfositlerin iki alt grubu vardır: B-lenfositler ve T-lenfositler. B-lenfositler yapım yerleri olan kemik iliğinde olgunlaşma süreçlerini tamamlayarak işlev gören savunma hücresi halini alırken, T-lenfositlerin olgunlaşma süreci timüs bezinde gerçekleşir.

Olgunlaşmış T- ve B-lenfositler dalak, lenf bezleri veya bademcik gibi lenfatik organlara yerleşirler. Her iki lenfosit alt tipi de bağışıklık sistemi (savunma sistemi) için çalışırlar, ancak farklı ödevleri yerine getirirler.

Lenfositlerin görevleri

Plasma hücresi de denilen olgunlaşmış B-lenfositlerin görevi antikor meydana getirmektir. Antikorlar, hastalık etkenlerinin üzerine yapışan ve böylece onların yiyici hücreler (makrofajlar) ve bazı belirli T-lenfositler (öldürücü hücreler) tarafından yabancı olarak algılanmasını sağlayan protein molekülleridirler.

T-lenfositlerin bir grubu olan öldürücü hücreler, virüsler tarafından tutulmuş olan vücut hücrelerini ve kanser hücrelerini tanıyarak, onları yok ederler. Başka bazı T lenfosit alt grupları ise, vücuda daha önce girmiş olan hastalık etmenlerinin hatırlanmasını sağlarlar, böylece bu yolla savunma hücrelerinin organizasyonunu sağlayarak, bağışıklık sisteminin çalışmaya başlamasını veya frenlenmesini düzenlerler.

Lenfositlerin bu çeşitli alt grupları savunma sistemindeki görevlerini birlikte yerine getirirler, çeşitli hücre hormonları (lenfokinler) üzerinden sürekli iletişim halindedirler. Lenfatik sistem; hücreler, dokular ve düzenleyici mekanizmalardan oluşan ve vücudun bağışıklık sistemini (savunma mekanizmasını) düzenleyen çok karışık bir ağdır.