Röntgen muayenesi
yazar: PD Dr. med. Gesche Tallen, erstellt am: 2009/08/28, editör: Maria Yiallouros, Yayın İzni: Prof. Dr. med.Dr. h.c. G. Henze, Dr. med Ebru Daribeyoglu, türk tercüman: Sait Kont, Last modification: 2015/11/06
Görüntüleme yöntemlerinin en uzun zamandan beri kullanılanı röntgenle tanı yöntemidir. Bu tanı tekniği, yeni geliştirilen birçok görüntüleme yöntemlerine rağmen kanser hastalıklarının tanısındaki önemini korumuştur.
Röntgen tetkikinde, enerji yüklü röntgen ışınlarından faydalanılır. Bu ışınlar vücuda girer ve değişik yoğunluktaki vücut dokularına takılır. Vücudun belirli bir bölgesine yöneltilen ve diğer taraftan çıkan ışınlar bir film levhası tarafından tutulur. Böylelikle röntgen tetkiki ile üç boyutlu doku ve organların iki boyutlu olarak röntgen filmine yansıtılıp görünür hale getirilmesi mümkündür.
Özet olarak röntgen filminde gölge şeklinde (siyah beyaz) görülebilen üç değişik doku derinliği bulunmaktadır:
- Kemikli veya kireçli yapılar (örneğin kaburgalar, kafatası kemiği): beyaz renkte görünür
- Yumuşak dokudan oluşan yapılar (örneğin kalp): değişik gri tonlarda görüntüler
- İçinde hava içeren yapılar (örneğin akciğer bağırsak): siyah renkte görünür
Bir kanser hastalığı durumunda akciğer, iskelet sistemi veya karın alanının panoramik görüntüleri, normal anatomiden değişik görüntüler arz edebilir. Örneğin kemiklerde değişiklikler, yumuşak dokuların itilmesi, sıvı toplanması, lenf düğümlerinde büyümeler, metastazlar ve/veya iltihap belirtileri görülebilir. Bunlar hastalığın ilerlemesine ve yayılmasına işaret eder.
Röntgen filminin çekilmesi çabuk gerçekleşir ve hasta için ağrı verici değildir. Ama bu esnada ışınlama yükü oluşur. Bundan ötürü çocuklarda ve gençlerde, ilk tanı için gerekli tetkikler çerçevesinde yapılması gerekenler hariç, mümkün olduğunca az sayıda röntgen filmi çekilmesine özen gösterilir. Röntgen filmleri daima radyolog bir doktorla birlikte tedavi ekibi tarafından değerlendirilir.